18 Ekim 2019 Cuma

Bir İnsanla Bir Mermer Böceğinin Savaşı




Bir insanla Bir Mermer Böceğinin Savaşı




Fotoğraftakinin bir mermer böceği mi yoksa bir pislik böceği mi olduğuna karar veremiyorum. Gürültülü vızıldamasıyla gelip elimin üzerine konmamış olsaydı, evde dört tane daha olduğunu bilemeyecektim. Böcekten kurtulmak için çığlığı basıp yerimde saçma sapan hareketler yaparken, o  gürültülü vızıldamasıyla beni hiç  umursamadan hantal hantal uçarak oturma odasının camına kondu. İşte diğerlerini o zaman fark ettim. Beş mermer böceğine karşı bir insan.


Bir insanla bir mermer böceğinin dövüşünü gördünüz mü hiç? Bakın anlatayım size; böcekleri endişeyle izledim ve onlarla nasıl baş edeceğimi düşündüm bir süre. Sonunda bir çözüm buldum kendimce. Bunlar benim ilkel dövüş malzemelerim; bir poşet, tek basamaklı bir merdiven ve bir tas. Poşeti sol elime geçirip tası sağ elime alıp yavaş yavaş mermer böceğine yaklaştım. Hantal hareketi onun en zayıf noktasıydı. Beni görmesine rağmen yerinden hareket etmedi. Elimdeki tasla onları tek tek yakaladım ve oturma odasının camından dışarıya saldım.

18 Eylül 2019 Çarşamba

Bir kaz makinesiyle Ay'a yolculuk





Hiç düşündünüz mü birbirimize anlattığımız hikayelerin basit birer hikayeden daha fazlası olduğunu?

Fen öğretmenlerimizin bize söyledikleri ve fen kitaplarında okuduğumuz gibi teleskobun mucidinin Galieo mu yoksa Hans Lipperhey mi olduğunu bir tarafa bırakıyorum şimdilik.

İşte size, Ay'a yolculuğun 300 yıl önce başlayan hikayesinden söz etmek istiyorum;

Galileo Galilei'nin, o zamanlar Hollandalıların icat ettiği, bir borunun içine yerleştirilen iki camın gözle görülebilen bir mesafeden daha uzağı gösterdiğini keşfetmesiyle başlar.

Galileo keşfettiği icadı, namıdiğer teleskobu, göklere ve özellikle Ay'a çevirdiğinde şaşırtıcı bir şey keşfeder. Galileo keşfettiği bu şeyleri 1610 yılında basılan "Sidereus Nuncius"ta uzun uzun anlatır. Neler mi anlatır bu kitapta? Gözünü teleskoba dayayıp baktığı Ay'ın sadece geceleri gökyüzünde dolaşan bir gök cismi değil, kendi başına bir dünya olduğuyla ilgilidir anlattıkları. Peki bu fikirler hangi hayallerin kapısını aralar?  Gelin bu ilham verici hikayelere göz atalım.

Hereford Piskoposu Francis Godwin Ay'a yolculukla ilgili ilk hikaye anlatıcı olarak geçer yazılı basında. Godwin'in ölümünden sonra 1638'de basılan kitabı "The Man in the Moone, or a Discourse of a Voyage Thither"da geçen hikayede Domingo Gonsales adında bir ispanyol kaşifi, Atlas Okyanusu'nun ortasındaki St. Helena Adası'nda mahsur kalır ve evine dönmenin yollarını arar ama etrafında yabani kazlardan başka bir şey görmez. Madem etrafta sadece kazlar var, o da kazların gücünü kullanarak onu evine uçuracak bir kaz makinesi geliştirir. Hikaye bu ya, evine doğru uçmayı hedefleyen Gonsales kendini Ay'a doğru uçarken bulur.



Kapak Görseli - The Man in the Moone or a Discourse of a Voyage Thither


Çocuk hikayesinden hallice mi diye düşündünüz? Ama ne müthiş bir hikaye öyle değil mi? Teknolojinin esamesi bile okunmazken ortaya koyulan hayal gücüne hayran kalmamak elde değil.

Tüm bunlar kazların kullandığı bir makineyle Ay'a çıkılan yolculuktan çok daha fazlasını anlatıyor.

Ay'a yolculuk hikayeleri devam edecek...



13 Eylül 2019 Cuma

Turkish Trash Film



















Görsel - 13 Mayıs 1982 Hürriyet Gazetesi

Türkiye'de Trash Film hikayesi biraz şöyle başlıyor;
1967'ler Türk sinemasının ekonomik açıdan dar boğaza girdiği  ve dönemin yönetmenlerinden Lütfi Akad ve Atıf Yılmaz'ın bile çok iş yapamadığı zamanlar, bununla birlikte sektörde farklı arayışlar da başlar.  O sıralar Yılmaz Akdeniz'in yaptığı avantür macera filmleri, Tunç Başaran'ın Devadamı ve bir Star Wars uyarlaması olan Dünyayı Kurtaran Adam'ı çeken Çetin İnanç Yılmaz Atadeniz ile birlikte bu türlere yönelir. Daha önce A sınıfı filmlerde yönetmen asistanlığı yapan Çetin İnanç B sınıfı filmleri çeken yönetmenlere asistanlık yapmaya başlar ve Yılmaz Atadeniz ile birlikte bir çizgi roman kahramanı olan Çelik Bilek'i çeker.  Çelik Bilek'i Yıldırım Gencer oynar. Film çok beğenilir. Genelde kamera arkasında çalışan İnanç bu filmle birlikte  ilk yönetmenlik deneyimini yaşar ve Yılmaz Atadeniz ile birlikte Uçan Adamlar, Kilinkler'i çekmeye başlar.

Bu arada, o sıralar, Son Gazetesi'nde Kilinkler resimli roman olarak yayınlanır. Kilinklerin sinemaya uyarlanması tesadüf değil tabii. Kilinkler çizgi roman olarak çok beğeniliyor zaten. Bir taraftan Kilink serileri çekilirken sinemada, diğer taraftan  Lütfi Akad Türkan Şoray filmleri çekmeye devam eder.

İşte B sınıfı yani trash film olarak anılan Star Wars, E.T., Spiderman, Süperman, Exorcist, Jaws gibi orjinalleri taklit ederek yapılan bir zamanların düşük bütçeli Türk filmleri Avrupa ve ABD'de oldukça ilgi görüyor son dönemlerde. Yurtdışında özellikle  barlarda B sınıfı Türk filmleri gösterimi yapılıyor. Her ne kadar komedi, kötü film eleştirilerine maruz kalsa da ve insanlar barlarda eğlenmek için bu tür filmleri izlese de, memleketimde bilimkurgunun ve fantastik türlerinin ilk örnekleri arasında yer alacaklar. Yurtdışında aynı zamanda Turkeywood olarak anılan bu filmler  5mtl, ebay gibi açık artırma sitelerinde "Turkish Trash Film" bölümlerinde yer alıyor.





KUMPİR TEORİSİ

Empire State Binası'na Bir Zeplin Kondu Alman Generali ve havacısı Ferdinan Von Zepplin tarafından icat edilmiş olan, istenil...